Pzt - Çar. | 10:00 - 18:00 |
Perşembe | 10:00 - 14:00 |
Cuma | 10:00 - 18:00 |
Cumartesi | 10:00 - 18:00 |
Pazar | Kapalı |
Biz aşağıdaki numaralardan ulaşabilirsiniz.
Halk arasında gül hastalığı olarak bilinen rozase; kronik, dirençli, yanak, burun, çene ve alnı etkileyen, tekrarlayıcı kızarma, ateş basmaları, sivilce benzeri kabarıklıklar, ve telenjiektazi adı verilen yüzeysel damar genişlemeleri ile karakterize bir deri hastalığıdır. Gül hastalığı ile ortaya çıkan lezyonlar genellikle simetrik yerleşim gösterirler. Hastalık kızarma ve yanma atakları ile başlayıp daha sonra kalıcı kızarıklık, kılcal damarlarda artış, deride ödem ve doku büyümelerine neden olabilir. Ayrıca hastaların üçte birlik kısmında hastalığın seyri esnasında göz tutulumu da olur. Rozase şiddetine bağlı olarak kişinin yaşam kalitesini düşürmektedir.
Gül hastalığı (rozase) genellikle 30 yaşlarında, daha çok kadınlarda özellikle sarışın, açık tenlilerde ortaya çıkan bir deri hastalığıdır. Kadınlarda görülme sıklığı yaklaşık 'dur.Erkeklerde daha seyrek olmakla birlikte, kadınlara göre daha ağır seyreder. Rozase lezyonları genellikle stresle birlikte artmaktadır.
Gül hastalığının neden oluştuğu tam olarak açıklanabilmiş değildir. Bu konuda öne sürülen farklı hipotezler mevcuttur.
1. Genetik yatkınlık: Rozase hastalarının aile bireylerinde rozase olma olasılığı 0-40 oranında değişmektedir. Ancak genetik geçiş için halen net bir kanıt yoktur.
2. Enfeksiyöz nedenler: Kesin olmamakla birlikte en çok suçlanan enfeksiyöz ajanlar midede bulunan helikobakter pilori (H pylori) bakterisi ve yüzde bulunan demodeks akarlarıdır.
3. Çevresel faktörler: Ultraviyole radyasyon, yüksek ısı (nadiren de aşırı soğuk), baharatlı yiyecekler, alkol ve stres gibi çok sayıda tetikleyici faktör rozase lezyonlarının başlamasında veya alevlenmesinde rol oynamaktadır.
4. Psikojenik etmenler: Özellikle aralıklı gözlenen yanma ve kızarıklık ataklarının hastanın duygu durumundaki değişikliklerden ve psikolojik stresten sıklıkla etkilendiği bilinmektedir. Ancak yine de psikolojik stres rozasenin kesin nedeni değildir.
5. Doğal bağışıklık sistemi: Son dönemlerde derideki doğal bağışıklık sistemindeki dengesizlikten de bahsedilmektedir
ROZASE KLİNİK ÖZELLİKLERİ NELERDİR? VE TANISI NASIL KONULUR?
Rozase çoğunlukla 30 ila 60 yaş arasındaki, açık tenli- renkli gözlü erişkin kişilerde görülür. Kadınlarda daha sık görülmekle birlikte, erkeklerde daha şiddetli seyretmektedir. Rozase, yavaş ilerleyen bir hastalıktır ve genellikle dönemler(alevlenmeler) gösterir.
Dört klinik dönemi bulunmaktadır;
1. dönem: Yüzde tekrarlayan yanma ve kızarıklık atakları oluşması,
2. dönem: Yüzün ortasındaki kızarmanın kalıcı hale gelmesi ve burun ve yanakların üzerinde gözle görülebilir küçük kan damarları oluşması,
3. dönem: Yüzdeki kızarıklığın daha koyu ve kalıcı hale gelmesi ve burun, yanak, alın ve çene üzerinde küçük, kırmızı şişlik veya sivilceler (beyaz veya siyah noktalardan farklı olarak) oluşması,
4. dönem: Gözlerde yanma veya sürekli hassasiyet oluşması (gözde rozase) ve kırmızı, şiş burun (rinofima) meydana gelmesi.
ROZASENİN KLİNİK BELİRTİLERİNİ ARTTIRAN FAKTÖRLER NELERDİR?
1-Yiyecekler ve içecekler (sıcak çorba, kafein içeren gıdalar-kahve, çay, kolalı içecekler ve çikolata-, baharatlı gıdalar, alkol, yemek yapılırken yemeğin buharı, tandır yapımı esnasında yüze temas eden sıcaklık)
2- Hava (güneş ışığı, sıcak hava, soğuk hava, nem, rüzgar)
3-Psikolojik stres ve aşırı egzersiz
4-Banyo, temizlik ve kişisel bakım ürünleri (Sıcak banyo ve yüzü tahriş edici temizlik malzemeleri, kolonya)
5- İlaçlar (Yüze uzun süreli topikal kortikosteroid kullanımı)
6-Sistemik durumlar (menapoz, şiddetli öksürük ve kabızlık)
ROZASEA NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Birçok kronik hastalıkta olduğu gibi rozase de uzun süreli tedavi gerektiren bir deri hastalığıdır. Rozasenin tamamen iyileşmesi zor olsa da, tedavi ile kontrol altında tutulması mümkündür. Nedeni bilinmeyen diğer hastalıklar gibi tedavi prensipleri nedene yönelik ve gözleme dayalı olarak belirlenmektedir. Bundan dolayı da tedavi alternatifleri birden fazladır. Hastaların çoğunda rozase tatminkar bir şekilde tedavi edilebilir ancak klinik görünümü farklılık gösterdiği için değişik yöntemler uygulanır. Topikal krem tedavileri, oral antibiyotikler veya isotretinoin tedavisi, kılcal damar genişliği ve kızarıklık için lazer sistemleri kullanılabilir.
Tedavide kullanılan ilaçlar kadar güneş, sıcak, alkol, ilaçlar gibi teteikleyici nedenlerden uzak durmak önemlidir. Öncelikle hastaların deriyi tahriş edebilecek etkenlerden korunması, yumuşak temizleyiciler kullanması, en az 30 koruma faktörü olacak şekilde güneşten koruyucular kullanılması, aşırı sıcak ve soğuk ortamlardan kaçınılması gereklidir. Bu nedenle hastanın tedaviye katkısı büyüktür.
Genel önlemler: En önemlisi yukarıda özetlenen, klinik belirtileri arttıran faktörlerden uzak durmanızdır.
Güneşten koruyucu kullanımı: Hastalığı tetikleyen en önemli faktörlerden birisi de güneştir. O nedenle hayatınız boyunca güneşten korunma konusunda dikkatli olmalısınız. Günde 2-4 saat aralıklarla dermatoloğunuz tarafından önerilen uygun bir güneşten koruyucu kullanmalısınız. Ayrıca güneşten koruyucu şapka ve gözlük takmalı, uygun kıyafet giymeli ve güneş ışınlarının yoğun olduğu saatlerde güneşe maruziyetten kaçınmalısınız.
Topikal Tedavi: Hafif olgularda genellikle topikal ilaçlar kullanılmaktadır.
Sistemik Tedavi: Şiddetli olgularda tek başına veya topikal ajanlarla birlikte sistemik tedavi uygulanır. Lazer tedavisi: Özellikle de yüzdeki kırmızılık ve kılcal damarlanma artışlarının tedavisinde intense pulsed light (IPL), lazer gibi çeşitli lazer tedavileri etkili olabilmektedir.
Cerrahi tedavi: Özellikle burunda ve yanaklarda şekil bozukluğu yapan ağır olgularda cerrahi, kriyoterapi veya dermabrazyon gibi yöntemler kullanılabilmektedir.
ROZASEYE ÖZEL BİR DİYET VAR MIDIR?
Yukarıda sayılan tetikleyici gıdalardan uzak durmak dışında özel bir diyet önerisi yoktur. Ayrıca sigara ve diğer tütün ürünlerinden de kaçınmalısınız.